FromSoftware’in 2015 yılında PlayStation Exclusive oyunu olarak piyasaya sürdüğü Bloodborne, o günden bu yana hayranların ayrı bir gözdesi konumunda. Oynanış etmenleri bir yana, sanat tasarımı ve hikayesiyle de hayranları kendine sıkıca bağladı. Bu yazımızda Bloodborne’ün ana oyunu ve The Old Hunters ek paketiyle genişleyen hikayesine göz atacağız.
YÜCE OLAN İLE İLK KARŞILAŞMA
Brygenwerth üniversitesinden bir grup, Üstat Willem ve Laurence önderliğinde Kadeh Zindanlarına sefer düzenlemektedirler. Amaç, zindanlarda Yüce Olanlar’ın kalıntılarını aramaktır. Bu sefer sırasında Ebrietas’a denk gelirler ve sefere katılan bu kişiler, Yüce Olanlar’ın kozmik boyutta yaşadığını ve bir çeşit evrim geçirdiklerini de keşfeder. Bu evrim sonucu zindanlardan kaçmayı başaran Yüce Olanlar olduğu gibi, Yukarı Katedral Bölgesi’ndeki Ebrietas gibi evrimini tamamlayamanlarda bulunmaktadır.
AŞI ÇALIŞMALARI VE ESKİ YHARNAM’DA EPİDEMİ
Ebrietas’ın kanı üzerinde çalışmalara başlayan Laurence, Eski Kan adı altında bir tedavi aşı geliştirir ve Şifa Kilisesi’ni kurarak bu aşıyı ‘her hastalığı iyileştirebileceği’ vaadiyle mucizevi bir tedavi olarak halka yayar. Lakin aşı zamanla Yharnam halkının canavarlaşmasına neden olur. Bu olaydan sonra Gehrman önderliğindeki insanlar, düzeni sağlamak için bir Avcı Atölyesi açar. Başlangıçta oldukça az olan canavarların sayısı zamanla artmaya başlar. Gehrman’ın Avcı Atölyesi’nin yetersiz kaldığını düşünen Kilise, Ludwig’in de içinde bulunduğu Şifa Kilisesi Atölyesi’ni açarak Gehrman’ın Avcı Atölyesi’ni kapatır. Şifa Kilisesi Atölyesi mensubu olan avcılar, sadece canavara dönüşmüş kişileri değil, dönüşme ihtimali olan kişileri de öldürmeye başlar ve Eski Yharnam’daki önü alınamayan epidemi olaylarından sonra bölgeyi tamamen yakar.
ŞİFA KİLİSESİ’NİN GERÇEK YÜZÜ
Kilise, Eski Kan’ı isteyen herkese dağıttı ve daha fazla canavar ortaya çıkmaya başladı. Tüm bu olayların sebebinin Eski Kan olduğunu bilen Kilise, gerçeği halktan sakladı ve suçu bu mucize kanı aramak için Yharnam’ı ziyaret eden yabancıların üzerine attı. Bu numara işe yaradı ve Yharnam halkı yabancılara karşı düşmanca bir tavır sergilemeye başladı. Avcılarla birlikte canavarlara karşı silahlandılar. Eğer bir yabancı av gecesi Yharnam’ı ziyaret ederse, görüldüğü yerde öldürülürdü.
GEHRMAN’IN KADERİ VE DÖNGÜ
Avcı Atölyesi’nin kapanmasının ve Leydi Maria’nın ölümünün ardından Gehrman, Maria’nın suretinde bir Oyuncak Bebek yapar ve Yüce Olanlar’a onu canlandırması için dualar etmeye başlar. Gehrman’ın bu isteğine karşılık veren bir Yüce Olan, Avcının Rüyası’nı yaratarak, Gehrman, Oyuncak Bebek ve Avcı’yı kendi emelleri uğruna kullanır. Bu Yüce Olan’ın amacı, bir başka Yüce Olan’ı öldürerek döngüyü devam ettirmek.
Bu nedenle Avcı ilk olarak Brygenwerth’ü ziyaret ederek Rom’u öldürür. Kanlı Ay’ın gerçekleşmesiyle birlikte Avcı daha yüksek bir algı derecesine erişim kazanır ve Rom’un ölümü ile ortaya çıkan bebeğin peşine düşer. Mensis Kabusu’nu ziyaret ederek Mergo’nun Süt Annesi’ni öldürür ve Mergo’yu da ölüme terk eder. Avcının Rüyası’na geri dönen Avcı, mekanı ateşler içerisinde bulur. Gehrman’ın yanına gider ve Gehrman, Avcı’nın kafasını keser. Böylelikle döngü tamamlanır ve klinikte yeni bir Avcı uyanır…
Diğer iki alternatif sonun birinde Avcı, Gehrman’a kafa tutar ve onu öldürerek yerini alır. Bir diğer sonda ise Avcı yine Gehrman’a karşı gelir ve ilk olarak Gehrman’ı ardından Yüce Olan Ay Varlığı’nı öldürür ve bir Yüce Olan’a dönüşür.
ESKİ AVCILAR
Yharnam’da seyahat eden Avcı, bir Amigdala tarafından hem canavarların hem de uzun süredir delirmiş Avcıların yaşadığı Avcı’nın Kabusu’na çekilir. Avcı, ilk olarak Kabus Kilisesi’ni ziyaret eder ve burada ilk Kilise Avcısı olan ve artık Lanetli Ludwig olarak bilinen at benzeri bir canavar olan Kutsal Kılıç Ludwig ile karşılaşır ve onu öldürür. Avcı, Kabus’un sırrını bulmak için Astral Saat Kulesi’ne ulaşıp, ilk avcılardan ve Gehrman’ın öğrencilerinden biri olan Leydi Maria’yı öldürmesi gerektiğini öğrenir. Astral Saat Kulesi’nde Maria’yla kıyasıya dövüşen Avcı, Maria’yı yener ve onun koruduğu sırrı açığa çıkarır: Kabusun içine çekilmiş ve sakinleri grotesk balık benzeri canavarlara dönüşmüş bir balıkçı mezrası kalıntıları.
BALIKÇI MEZRASI VE KABUS’UN SONU
Balıkçı mezrasına ulaşan Avcı, mezranın altında yatan gizemin ne olduğu öğrenir. Kilise, Yüce Olan’ın cesedinden parazit alarak balık benzeri yaratıklara dönüşen mezra sakinleri üzerinde deney yapmak istemiştir. Bu durum, Şifa Kilisesi Atölyesi avcılarının Balıkçı Mezrası sakinlerini büyük ölçüde yok ettiği korkunç bir katliamla sonuçlanmıştır. Bu avcıların arasında Gehrman ve Leydi Maria da yer almaktaydı. Maria, katliamdan sonra yaptıklarından o kadar tiksindi ki, silahını bir kuyuya attı ve avcı loncasını sonsuza dek terk etti. Ardından da kendi canına kıydı. Bunu olaydan sonra Avcının Kabusu ruhunu içine çekti ve mezranın sırlarını ortaya çıkarmaya çalışanlara karşı onu korumak zorunda kaldı.
Avcı, mezranın sahil şeridine ulaştığında denizden gelen Büyük Kos’un karaya vurmuş cesedini bulur. Bebek bir Yüce Olan ve Kabus’un kaynağı olan Kos’un Yetim’i, cesedin rahminden çıkar ve Avcı’ya dehşetle saldırmaya başlar. Yenilgisinden sonra yaratığın hayaleti ölü annesinin yanına çekilir ve dinlenmeye bırakıldıktan sonra Avcı’nın Kabusu sona erer.